GEZİLER

Şehir gezileri

Okul-ev arasındaki yolun dışında kalan İstanbul;
Seni nasıl gezebilir ve tanıyabilirdik?
Bu olanak önceleri Meral öğretmenimizin bize acı ilacı zorla yutturması ile sağlandı.
Sonra bu ilaç alışkanlık haline geldi.
İstanbul’u geçmişi ile tanıdık. 

Düşünün!
Antik yarımada Sultan Ahmet’i tanımak  tam dört günümüzü aldı.

Antik yarımadada Bizans’ı yaşadık.

-Millerium taşını başlangıç alıp, dünyada görmek istediğimiz şehirlere uzaklığımızı ölçtük 
- Mese’den geçen imparatorun peşine takılıp Ayasofya’da taç giyme törenine katıldık.
-Hippodrom’da mavilerin veya yeşillerin taraftarı olduk. Kazanan yarışçıya imparatorla birlikte ödül verdik.
-Kara ve deniz surlarında Konstantinapol’ün düşüşünü gördük.
-Yedikule ve Anemas zindanlarında hukuk ve adalet kavramları,  insan hakları  tam da yerinde gündeme geldi.  Bir kez daha Atatürk’ ü minnetle andık.
-Kariye  Müzesi’ni  hepimiz  ilk defa gördük. Düşündük.  Birçok şey okumuştuk bunca  sene  bundan haberimiz bile yoktu.

Antik yarımadada Osmanlı’yı yaşadık.

  • Topkapı Sarayında padişahla bir gün geçirdik.
  • Haremdeki kadınların yaşadıklarına hiçbirimiz özenmedik.
  • Sultanahmet Camisinde maviliklerin derinliklerine daldık.
  • İbrahim Paşa Sarayı’nın balkonundan At Meydanı’ndaki en görkemli kutlamaları seyrettik. Tarihte iz bırakan olayları anımsadık.
  • Halide Edip Adıvar’ın halkını Kurtuluş savaşına çağırışını dinledik.
  • Darphane-i Amire,  Aya İrini, ve Arkeoloji Müzesi’ni cebren köşe bucak gezdik.
Altın Boynuz Haliç’te dinler mozaiğini yaşadık.
- Birbirine saygılı her inancın,  ibadet yerlerini ve yaşamlarını gördük.

Boğazda rüya gibi tekne gezileri yaptık
-Yanan, eskiyen, yok olan yalılara yandık, yandık!

Sadberk Hanım, Rahmi Koç müzelerini; Maslak Kasırlarını; Yıldız, Beylerbeyi ve Dolmabahçe saraylarını dolaştık.

Değerlendirme:
  • Tek başımıza görmedik. Beraberce, bakma ile görmenin  farkını anladık.
  • Bulunduğumuz kenti daha  iyi sahiplendik. Bilgimizi  bilmeyenlere sattık.
  • İstanbul’u tarih derslerinde birçok kez okuduk;  meğerse o, burada, dibimizdeyimiş.
  • Bu kadar gezmeye ‘ne zaman okudunuz?’ diyebilirsiniz, oda bizim sırrımız.


Şehir dışı geziler

İznik
Bir gün otobüse doluştuk.Hedefimiz İznik…
*İznik Ayasofya’sında  ilginç bir tanıtım. Meral öğretmen soruyor:

-Bu ne?

Biz nerden bilelim . Her kafadan muhteşem cevaplar...  Sonrasında anladık ki,  bu yöntem baktığımızı yorumlamamızı sağlarmış. Bazı yorumlar dahiyane(!) de olsa büyük uğraşlardan sonra cami ve kilise yapılarını karşılaştırıp diploma aldık. Bu mekanda İznik Konsülü toplantısına gelen din adamlarına, dinin bölücü değil birleştirici olduğunu hatırlattık; duydularsa…

  • Surların dört kapısından girdik… çıktık...
  • Osmanlı’nın ilk başkentini öğretmenimiz önde biz arkada;   türbe, cami, müze, kazı alanları, mezarlık demeden gezdik.
  • Osmanlı çinilerini yaratan ustalara sırlarını sorduk. Kimimiz patent almak istediyse de, kandıramadık onları.
  • Açııız!!! dıye feryatlarımıza yanıt, göl kenarında nefis balık ve salata ziyafeti ile geldi.
  • Romantik bir gün batımı sonrası tekrar otobüsümüze doluştuk. İstanbul’un yolunu tuttuk.

Edirne
Osmanlı’ nın ikinci başkentini görmeden olur mu? Ver elini Edirne…

  • Tepede tabyalarda kurtuluş savaşı bilgilerimizi yeniledik Öğretmenlerimizden koca bir aferin aldık.
  • Büyüleyici Süleymaniye’de, adı Sinan olanlar isimleri ile gurur duydular. Bakmaya doyamayanlar, acıktıklarını bile unuttular.
  • Edirne’ye özel, yaprak ciğer ve biberleri abartarak yedik.
  • Bimarhane’de, ders çalışma veya özel nedenlerle kafa problemine uğrayanlar, tedavi  yöntemlerinden geçici de olsa yararlandı.
  • Gün çabuk bitti. İşte yine geri dönüş…

Ankara
İlk yatılı gezimiz…Bir gece önce, almamız gereken giysiler, ilaçlar gibi anaç mesajları  hocalarımızdan aldık.Şans bu ya!Haberlerde fırtına kar uyarıları veriliyor.Yoğun telefon trafiği…Hocalar kararlı: sıkı giyinin gidiyoruz.

Tüm gece yiye içe, konuşa konuşa Ankara’ya vardık.Otelcilik Uygulamalı Oteli’nin odalarına yerleştik.Otobüste kalacağını zannedenler odaları sevinçle karşıladı.Karnımızı  keyifle doyurduk.Ver elini doğruca Anıtkabir. Gezimiz 4 saat sürdü. Bilgi ve duygu yönünden ömrümüzce unutamayacağımız doyuma ulaştık.Taştan oluşan bina, meğerse ne kadar anlam yüklüymüş.Cumhuriyetimizin kazanımları, savaşların, barışların anlamları, Atatürk’ün bize ulaştırmak istediği tüm mesajları ve değer yargıları; anıtkabirin her köşesinden mimarisi, kabartması, dekorasyonu, mozaikleri, heykelleri ile bize sesleniyor. Ve bu sesi duyabilmek için, her kesimden insan, her gün akın akın burayı dolaşıyor. Yüzlerinde saygı, sevgi ve gurur… Böyle bir şey dünyanın hiç bir yerinde görülemez. Atatürk Müzesini gezince, yıllarca kitaplarda okuduğumuz Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve devrimlerimizi yaşadık. En son atamızın huzurunda özgün öğretmen andımızı içtik. Keşke imkan bulup öğrencilerimize de bunları yaşatabilsek.

Çünkü yurdumuzun her köşesindeki ilköğretim öğrencileri Anıtkabir’i görmelidir.


Çanakkale, Truva, Bergama 2005             2008
*Keyifli bir gece yolculuğu sonrası Çanakkale’deyiz.
*Çanakkale destanı konusunda hepimiz donanımlıyız. Ancak olayları yerinde görmek hepimizi duygulandırdı.Bu savaşın savaştan öte anlamları var.Çanakkale’de Mustafa Kemal ve askerlerinin yarattığı destan; Truva savaşında, Batının birleşip Anadolu topraklarını istilasının rövanşıdır.Atamızın düşmanlar için yazdığı ve dünyanın örnek alması gereken barış mesajını hep birlikte onur duyarak okuduk. Bu mesaj anlaşılmış mıydı? Bu gün oynanan oyunlar bunun tersini gösteriyor. Onca şehidin kanı boşa mı aktı yoksa.
*Gecemizi Altınoluk Öğretmen evinde geçirdik.
*Sabah Bergama antik kentine tırmanarak, muhteşem görüntüye ulaştık. Rüzgarın şiddeti bizi uçuruyor. Meral öğretmen rüzgar falan dinler mi! Elinde bize hazırladığı dosyalarla, kuytu yerlerde bizi kıstırıp kendine has üslubuyla kenti, içindeki yaşamla bize anlattı. Ne zaman dağılmaya başlasak mitoloji ya da magazin devreye girip bağladı bizi konuya. Daha da olmazsa kaş göz işaretleri yetti sorunu çözmeye.
*Zeus Sunağının kaçırılış hikayesini ibretle dinledik. Zenginliklerimize sahip çıkmamız için branşımız ne olursa olsun hepimize ne kadar görev düştüğünü bir kez daha anladık.
*Muhteşem tapınakta doyumsuz güzelliği seyredip fotoğraf  karelerine aldık.
*Tiyatronun kaveasını kazasız belasız indik ve sahnesinde küçük bir oyun sergiledik.
*Asklepionda akıl sağlığımızda oluşan bazı bozuklukları, öğretmenlerimiz antik çağdaki yöntemlerle tedavi etmeye çalıştılar. Biz de bir kerede düzelemeyeceğimizi, birkaç kez gelmemiz gerektiğini anlattık.
*Lokantalarda gerekli indirim yapılmaması ekmek peynir pikniğimizle sonuçlandı.
* İşte dönüş yolunda Truva’dayız. Filminden sonra kent bizi hayal kırıklığına uğrattı. Gezimiz bittiğinde geleceğin öğretmenleri olarak renkli anlatımın önemini bir kez daha anladık. İlyada destanı, Truva’da bize yaşatıldı ve bu taş toprak gözümüzde yaşam dolu bir kente dönüştü.
*İşte Truva atı… Her bir delikten çıkan kafalarımız bu turun hoşluğuydu.
İşte bir gezi böyle anılar bırakarak sona erdi.

Hierapolis-Aphrodisias-Sardes gezisi
Uzuuun bir tren yolculuğu sonrası Denizli’ye vardık.

  • Kaldığımız öğretmen evinde geceleri yoğun bir trafik yaşadık. Düğünler dernekler konserler… Ne varsa biz oradaydık. Öğretmelerimiz stratejik bir mevkide konuşlanmış olarak bizi izlediler. Bir bildikleri varmış.Ertesi günlerde, yoğun gezi programı boyunca, her “yorgunuz” lafı üzerine bir  akşam önceki eğlencemizi bize hoş bir şekilde hatırlattılar.
  • Kültür gezilerimiz olmadan olur mu? Hierapolis çok yakındı. Antik uygarlıklarda spor ve tiyatroya verilen önem bizi çok etkiledi. Oysa biz ne az yer verdik yaşamımızda bunlara bu çağda.
  • Büyüleyici Aprodisias’ı gurur ve coşkuyla dolaştık. O çağlardaki yaşam hakkında bilgilendikçe, kendimizi bu uygarlığın insanlarıyla özdeşleştirdik.
  • Stadium’da olimpiyat oyunlarına katıldılar, antik zaman atletleri ile boy ölçüşmek isteyen arkadaşlar.
  • En büyük heykel okulunda ünlü heykeltıraşların yapıtları bizimle selamlaştı. Dokunduk ışık saçan mermerlere. Yetmedi zaman. Bir başka dönemde gelmek ümidi ile ayrıldık  canım Aphrodisias’tan.
  • Altın tutkunu Midas’ın berberi seslendi Sardes’ten.  Boz dağlarda sesi yankılandı.
  • Paktolos  ırmağı  kenarında piknik yaparken, ırmakta hala altın bulabiliriz umudu taşıyanlar vardı. Bulup altın atölyelerinde işlemeyi  hayal ettiler.
  • Artemis tapınağı bütün haşmeti ile çıktı karşımıza. En ince detayına kadar anlam taşıyordu tapınak. Taşların bize ne anlatmak istediğini araştırdık. Artemis’ e yapılan törenler gözümüzde canlandı.
  • Tüm görkemiyle dikilmiş gymnasium  karsısında büyülendik .Sporcularla birlikte spor yapıp havuzlarda serinledik.
  • İlk sinagog’ ta bir başka inancın ibadet yerini tanıdık.
  • Roma kral yolunda yürüyüp dükkanlardan alışveriş yaptık.
  • laternaya uğradık. Sadece oturduk.
  • Buldan da  dokuma atölyelerini gördük.  Alış veriş yapmayı ihmal etmedik.
  • Aklımıza kazılan gezi anıları rüya gibi bir tatil,  dönüş yolunda gündemimizdeydi.

Ephesus- Miletus-Didyma-priene 2005            2007
Büyük coşkuyla otobüse binip Selçuk’a vardık.Öğretmen evinde bu sefer gece etkinlikleri yoktu. Biz de türkü barları kapattık.Artık antrenmanlıydık.Ertesi günkü yoğun gezilerimizde çok zindeydik.

  • Efes  adını duyup anlatılanla yetindiğimiz , görünce içinde kaybolduğumuz antik kentte,  doyasıya dolaşıp hiç bilmediklerimizi öğrendik.
  • Milet amfitiyatrosu’ nun büyüklük ve görkemi karşısında, karınca kadar kalan günümüz tiyatrosunun yarısını bile dolduramayan izleyicisini düşündük. Miletlilerin  bunu nasıl değerlendirdiğini görmezlikten geldik.
  • Didyma Apollon Tapınağı  koskocaman dimdik karşımızda. Medüsa karşıladı bizi. Kahinlere  geleceğimizle ilgili en özel sorularımızı sorduk. Cevap verdi mi bilmiyoruz.  Ancak hepimiz öyle olağanüstü güçlerle donatıldık ki; sonunda her arkadaş  bir itişte sutunu devirip dilim, dilim yere serdi.
  • Priene görmeden anlatılamaz masalımsı bir kent.Gorkemli kayalıkların yamacında. Bilgi almıştık antik kentler hakkında,  burada bire bir yaşadık minyatür kentte.Hem de ne yaşamak!Üç erkek arkadaşımızın üç güzeli canlandırdığı  mitolojik güzellik yarışması şirin tiyatroda sergilendi.Turisler bir türlü anlayamadıkları oyunumuza neden bu kadar güldüğümüzü kavramayamadan gittiler.O nefis manzaralı teras gezimize, namesi bizde saklı, ‘’Allah Allah’’ şaşkınlık ifadeli sloganı damgasını vurdu.
  • Dönüş yolumuzda adına çok yakışır Şirince’de bütün şirinliklerimizi yaptık.
  • *Öğretmenlerimizi İzmir’de Cumhuriyet mitinglerine coşku ile uğurladık. Biz katılamadık ama atamıza inancımızı ve sevgimizi onlarla gönderdik.
İşte rüya gibi gezimiz bitti.

Gezi sonuçları
(her gezi sonrası bu sonuçlara yenilerini ekleyebilirsiniz)
*Uzun yollarda; solistlerimiz, hanende ve sazendelerimiz, orta oyuncularımız şakşakçılarımızla  -meslek bulamasak da-  kumpanya kurup aç kalmayacağımızı anladık.

*Çok para kazanmak istedik. Yurdumuzun her köşesini gezip tanımada kullanmak için.

ÖĞRENCİLERLE YAPTIĞIMIZ ETKİNLİKLER (BİRKAÇ HOŞ ANI)